ALINAN EĞİTİM, GERÇEKTEN KIYMETLİ Mİ…

Öyle ya da böyle, hayata geldik. Bir şekilde bu amansız düzenle savaştık, didindik. ‘’Sınav’’ adında korkunç canavarlarla yüzleştik, velhasıl bir şekilde bugünlere geldik.

Kendi hayatımdan deneyimlerimle söylemem gerekir ki, ilkokuldan ortaokuluna, lisesinden üniversitesine, tamamıyla zaman kaybı, anlamsız ve karmakarışık bir 16 yıllık eğitim süreci geçirdim. Ve 20.yaşımda fark ettim, aslında ne kadar da boş bir şekilde yetişmişim…

Bu satırları okuyan benden yaşça küçük kardeşlerim, okuduğum bölümü seçen genç dostlarım [Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi okuduğum için, bölümümü kayırmıyorum elbet ancak diğer bölümlere nazaran daha yüksek aurası olduğundan şüphem yok :)], sözüm sizlere. Lütfen iyi dinleyin…

Diktatör de olsan, elindeki amansız bilgi ile, insanlara hükmedebilirsin.

Sadece sınavlara girmekle ömrünüzü çürütmeyin. Alanınızla alakalı veya alakasız hiç fark etmez, katılabildiğiniz kadar sertifikalara katılın. Yabancı dil öğrenin klişesini söylememe gerek yok, bu duruma sahip olmaya zaten mecbursunuz artık günümüz şartlarında. Şartlar ne olursa olsun, kendinizi güzel yetiştirdiğiniz an, dünyayı şekillendirecek güç, artık sizin ellerinizde olacak. Bu güç, kuşkusuz bilgi.

Laf salatamı, şu sözlerimle tamamlamak isterim. Hayatta her daim, Machiavelli gerçekçiliğine sahip olup, Platon’un mağara algoritmasını yıkabilmiş insanlar, bu amansız savaşı kazanır. Sizlere ümidim tam, genç dostlarım ve küçük kardeşlerim. Unutmayın;

‘’Gençler yeşerecek, dünya daha da güzelleşecek’’